Şampiyonluk Ünvanı Beşinci Kez Sahibini Arıyordu…

Direktör Arda Fındıkoğlu
12 Kasım 2003



WBF-Türkiye, beşinci genel organizasyonu WBF-Türkiye V. Geleneksel Tavla Şampiyonası ile 2003 yılı son şampiyonunu buldu. 11-12 Ekim 2003 tarihlerinde gerçekleşen şampiyonanın mekanı, önceki birkaç etkinlikten de tanıdığımız İstanbul, Beşiktaş`taki SİM Café idi.

Nezih ortamı, güleryüzlü ve kaliteli hizmet anlayışı ile katılımcıların konforunun en üst düzeyde sağlanmaya çalışıldığı mekanda İstanbul, Ankara, Balıkesir, Bursa ve Konya`dan gelen katılımcılar yanında WBF İspanya temsilcisi Jan Marc van Keulen`ın da Barselona`dan gelerek yer aldığı şampiyonada toplam 64 oyuncu mücadele etme şansı yakalarken, kontenjanın dolması nedeniyle şampiyonada yer alma şansı bulamayan tavlaseverlerin çokluğu, bir sonraki etkinlikte 27 dilimine atlamamız konusunda bizleri yönlendiriyordu.

WBF-Türkiye`nin tüm genel turnuvalarında olduğu gibi WBF-Türkiye IV. Geleneksel Tavla Şampiyonası`nda da 1x5 oyunluk Round Robin ve “Progressive” Tekil Eliminasyon stillerinin ardarda uygulandığı turnuva sistemi, şampiyonanın yürütüm sistemi olarak benimsenmekle beraber, kontenjanın 64 oyuncu olarak belirlendiği organizasyon öncesinde katılımcılar, şampiyonanın ilk gününde Round Robin stilinde oynanacak birinci tur müsabakaları için maksimum 32`şer oyuncunun yer alabileceği 11 Ekim sabah ve akşam seanslarından birine kendi tercihlerine göre ön kayıtlarını yaptırdılar.


Birbirinden kuvvetli birçok usta arasında geçen çekişmeli müsabakalar
fazlasıyla ilgi topladı.

Şampiyonanın ilk günü 11 Ekim saat 11:30-14:30 arası sabah seansında mücadele eden 32 katılımcı, kendi çektikleri kuralar ile 8 adet dörtlü gruba dağıldılar. Heyecanın her zamanki gibi en üst seviyede yaşandığı, kuvvetli stratejilerin çarpıştığı müsabakalarla zaman su gibi geçti ve sırasıyla puan, averaj, alınan oyun ve iki rakip arasındaki maçın galibi kıstaslarına göre belirlenen grup içi sıralamalar ile şampiyonaya veda eden grup dördüncüleri ile ikinci günde mücadele edecek isimlerden 24`ü ortaya çıkmış oldu.

1A grubunda turnuvanın iddialı isimlerinden Ali Çelik rahat bir liderlik alırken, bu oyuncunun kazandığı açık farklı galibiyetler kendisini gün sonunda turnuvanın iki numaralı seribaşı haline getirecekti. Bu grupta Murat Tanju Üstün tutunamayarak ikinci tur şansını kaybediyor, Şükrü Özuygun ile Murat Çakmak ikinci tura kalıyorlardı. Üstün`ün elenmesine rağmen sportmen tavırları göze çarpmaktaydı.

Dördü de birbirinden kuvvetli oyunculardan oluşan 1B grubunun son maçında Ramazan Akın, eski dostu Tevfik Yıldırım`a karşı 6-3 galip gelmesine rağmen averajla eleniyor, tecrübeli üstad Feyzullah Dindar grup liderliğini alırken kendisini 5-4 mağlup etmeyi başarmış olan Ahmet Kamil Baykaloğulları da averaj farkıyla ikinci olarak ertesi günün isimleri arasına yazıldı.

1A grubunda Özuygun-Çelik mücadelesi (önde) devam ederken, 1B grubunda sıralamayı belirleyecek F.Dindar-Baykaloğulları
çekişmesini grubun diğer iki oyuncusu T.Yıldırım ve Akın ilgiyle takip ediyorlardı.

Çektiği şanssız kura ile artık herkesin iyi tanıdığı üstad Ünal Yalınkılıç, iddialı Kemal Aksu ve defansif oyunun kuvvetli ismi Erhan Doğrusöz ile 1C grubunu paylaşan Dursun Sarı, müsabaka kazanamadan elenirken Aksu üç galibiyetle rakiplerinin önüne geçerek bu grupta liderliği alıyordu.

Neşeli müsabakalara sahne olan 1D grubunda WBF-Türkiye`nin başarılı genç oyuncularından Devran Yaman grup lideri olurken, Aslı Tekinay averaj farkıyla eleniyordu. Tekinay`ın son maçında Yusuf Türk`e karşı aldığı 5-1`lik mağlubiyet, grubun son oyuncusu Ali Özcan`a ikinci tur şansını verdi.

1C grubunda Yalınkılıç-Aksu müsabakası (önde) ilk turun en ciddi eşleşmesi olmaya adayken,
1D grubunda Özcan-A.Tekinay ve Yaman-Türk müsabakaları devam etmekteydi.

Sabah seansının en kuvvetli grubu olan 1E`de eski şampiyonlardan Kıvanç Karabaki, uluslararası başarıya sahip Abdullah Şişman, kupalara aşina Sedat Balta ve iddialı Murat Uzun biraradaydılar. Her sonuca açık bu grupta birbirinden ilginç ve çekişmeli maçlar sonucunda elenen isim Uzun olurken, grup liderliği maçında Şişman`ı 5-2 mağlup eden Karabaki grup lideri oldu.

WBF-Türkiye ile yeni tanışan dört oyuncunun mücadele ettiği 1F grubunda Hüseyin Uzunkaya`nın kuvvetli oyunuyla öne çıktığı gözlemlenirken, gerçek bir tavlasever olduğu anlaşılan Murat Ayvaz gruptan çıkamayan isim oluyordu. İlhan Polat ve Süleyman Şahin de bir sonraki günün isimleri arasına girmişlerdi.

Sabah seansının en ciddi grubu 1E`de Balta-Şişman düellosu (arkada) sürerken Uzun ve Karabaki
maç öncesi objektife poz veriyorlar, 1F grubundaki çekişme ise fotoğraf karesine açıklıkla yansıyordu.

1G grubu müsabakaları başlarken 2002 Avrupa Şampiyonası Champions kategorisi üçüncüsü Cengiz Dindar ve şampiyona için Bursa`dan gelen Özgür Akdemir`in grup liderliğine oynayacağı öngörülmekteydi. Fakat tavlada önceden tahmin yürütmenin zorluğu bir kez daha kanıtlandı. İlk müsabakasında Akdemir`in kuvvetli oyununa karşı aldığı 5-0`lık mağlubiyetle morali bozulan Çiğdem Berköz`e ikinci müsabaka öncesinde turnuva sistemine göre hala şansı olduğunu anlatarak yardımcı olan C.Dindar, 5-1`lik mağlubiyet sonrasında belki de yaptığına pişmandı. Grubun son maçında Akdemir`in muazzam oyununa zarların da etkisiyle cevap veremeyince beklenmeyen oluyor, turnuvanın favorilerinden C.Dindar gruptan çıkamayarak eleniyordu. Gün sonunda 3 numaralı seribaşı koltuğuna oturacak Akdemir rahat bir liderlik alırken Berköz ikinci, grubun sessiz oyuncusu İsmail Alkoç da üçüncü olarak bir üst tura yükseldiler.

Sabah seansının sonu grubu 1H`de başarılı stratejisini kibarlık ve sportmenliğiyle bütünleştirmiş M. Lemi Tu-men büyük bir direnişle karşılaşmadan grup liderliğini aldı. Gün sonunda Tu-men 5 numaralı seribaşı pozisyonuna gelecekti. Tehlikeli oyun stiliyle her an bir sürpriz yapabileceği görülen Harun İrtem`in ikinci, Bilal Biçer`in de üçüncü olarak ertesi günün isimleri olduğu bu gruptan çıkamayan isim Tunç Yücekurt oluyor, elenmesine rağmen güleryüzlülüğünü koruması genç Yücekurt`un sportmen kişiliğini ortaya koyuyordu.

1G grubunda C.Dindar-Alkoç (arkada) ve Berköz-Akdemir müsabakaları devam ederken,
1H`daki İrtem-Yücekurt ve Biçer-Tu-men (önde) eşleşmeleri ilginç enstantanelere sahne olarak neşeli geçmekteydi.

Sabah seansının tamamlanmasıyla verilen 1 saatlik aranın ardından turnuvadaki diğer 32 katılımcının kendi çektikleri kuralar ile dağılarak 8 adet dörtlü grupta mücadele ettikleri 15:30-18:30 akşam seansına geçildi. Akşam seansında da birçok ilginç tesadüf ve enstantane ile başarılı stratejilerin mücadele ettiği müsabaka tavlaseverleri bekliyordu.

Akşam seansının zorlu grubu 2A`da eski şampiyonlardan Ayhan Serin, son şampiyon ünvanının sahibi A.Kadir Köse, Nail Kayık ve turnuvada üç ferdi yer alan Güray ailesinin babası tecrübeli Mehmet Güray mücadele etmekteydi. Mehmet Güray aile fertlerinin kendisine duyduğu güveni karşılıksız bırakmıyor, bu zorlu grupta üç galibiyetle liderliği alarak favorilerden biri olduğunu kanıtlıyordu. K.Köse, başlangıç saatine geç kaldığından ötürü penaltı puanlarıyla 2-0 mağlup başladığı ilk müsabakasında Serin`e 5-1 yenilerek WBF-Türkiye organizasyonlarındaki ilk yenilgisini alsa da, diğer maçlarında bu dezavantajdan kurtulmayı başararak ikinci turda mücadele edecekler arasına giriyordu. Serin`in de ikinci tura yükselmeyi başardığı bu grubun elenen ismi Kayık`tı.

2B grubunda, daha önceden de yaşanmış olan bir tesadüfle tekrar karşılaşılıyordu. Tanımaer ailesi, Suna ve Tolga Tanımaer her zamanki gibi yine aynı grupta mücadele etmekteydi. Grubun diğer iki oyuncusu, tecrübeli usta Faruk Perkin ile önceki turnuvalarda sürprizlerine tanık olduğumuz Emre Gürler`di. Bu grupta daha önceden karşılaşmadığımız bir enstantane ortaya çıkarak oynanan 6 maçtan 5`i 5-3`lük skorlarla tamamlandı. Bu şekilde sıralamada yaşanacak olası bir zorluk S.Tanımaer`in Gürler`i 5-4 ile geçtiği maç ile kendiliğinden çözülüyor, sıralamada Perkin liderliği alırken T.Tanımaer turnuva dışı kalıyordu.

2A`da Mehmet Güray, son şampiyon K.Köse`ye karşı zorlu bir mücadele verirken, grubun diğer oyuncusu Serin maça ilgi göstermekte,
grup içi sıralamanın son maçta belli olduğu 2B`de ise S.Tanımaer usta Perkin ile (önde), T.Tanımaer de Gürler ile karşılaşmaktaydı.

Tavladaki iddiasını her fırsatta ortaya koyan Metin Ataç`ın sırasıyla 5-1, 5-0 ve 6-1`lik skorlarla almış olduğu üç galibiyetin, kendisine rahat bir liderlik getirdiği 2C grubunda WBF-Türkiye ile yeni tanışan üç isimden Zeynep Damaroğlu ve Eyüp Türkmen de ertesi güne kalmayı başarırken, uzun süredir bu tarz eğlenceli bir aktivitede yer almadığını belirten Tülay Tercan, elenmesine rağmen mekandan güleryüzle ayrılıyordu. Ataç`ın gruptaki başarısı, kendisini gün sonunda turnuvanın 1 numaralı seribaşı pozisyonuna getirecekti.

2D grubunda Konya`dan gelen sempatik misafirimiz Birkan Taha Özkan liderliği kaptırmazken, iddiasını kuvvetli oyunuyla ortaya koyan Yavuz Terzi -1 alınan oyun farkıyla ikinci oluyordu. Yusuf Taktak son müsabakasında yaptığı atakla ikinci tura yükselmeyi başarırken, Terzi`ye karşı aldığı galibiyet Celal Mağdenoğlu`na yetmiyor, bu oyuncu averaj farkıyla grup dördüncüsü olarak eleniyordu.

2C grubunda liderliği çabuk alan Ataç, yardımcı direktörlerden Volkan Topaloğlu ile sohbet ederken, Tercan E.Türkmen karşısında zorlanıyor,
Damaroğlu da bu müsabakayı ilgiyle takip ediyordu. 2D grubunda Taktak-Mağdenoğlu müsabakası (önde) konsantrasyon harbi şeklinde geçerken,
Özkan (arkada solda) bu zorlu gruptan lider çıkmayı başardı.

2E grubunda, Güray ailesinin bir diğer ferdi Yiğit Güray konsantresini baştan sona aynı seviyede tutmayı başararak liderliğe ulaşıyorken, Pınar Topcu ikinci, Selçuk Azeri üçüncülükle ertesi günün isimleri oluyorlardı. İddialı Tahsin Avcı, aramıza başlangıç verildikten 1 saat sonra katılabilmesi nedeniyle ilk rakibi Y.Güray`a karşı penaltı puanlarıyla 4-0 mağlup başladığı müsabakayı kaybediyor, yaşadığı moral bozukluğunun ilerleyen müsabakalarda şanssız zarlarıyla birleşmesi, bu oyuncunun grup sonuncusu olarak elenmesine yol açıyordu.

Turnuvanın en ciddi gruplarından biri olan 2F`de, WBF-Türkiye`nin en başarılı isimlerinden Bengi Kalay, şampiyona için Balıkesir`den gelen usta Korkmaz Tuzcuoğlu, sportmenliği ve başarılı oyunuyla tanıdığımız Mert Güray ve turnuvanın en genç ismi Seda Koç mücadele etmekteydi. Müthiş müsabakalar sonunda Tuzcuoğlu liderliği kaptırmazken, Koç sürpriz yaratarak sadece -3 averaj farkıyla ikincilikte kalıyordu. Bu genç oyuncu, başarısının rastlantı olmadığını ilerleyen turlarda herkese kanıtlayacaktı. Kalay`ın  üçüncülüğe yerleşmesiyle Mert Güray turnuva dışı kaldı ve böylelikle Güray ailesi ilk firesini vermiş oldu.

Genç oyunculardan oluşan 2E grubunun favorisi Avcı (önde solda), konsantrasyon eksikliği ile başarı gösteremezken,
Y.Güray (arkada sağda) bu grubu lider tamamlıyor, muazzam bir mücadeleye sahne olan 2F grubunda Koç-Kalay müsabakası (arkada)
seyircilerin yoğun ilgisi altında oynanıyordu. 2F`nin lideri, averaj farkıyla Tuzcuoğlu (önde sağda) oldu.

Rakiplerine karşı agresif oyun tarzını başarıyla uyguladığı görülen Burak Tanrıver`in liderliği aldığı 2G grubunda, Ankara`dan gelen üstad Mustafa G. Türkmen, ilk müsabakasında bir diğer usta Rıfat Bulut`u zorlu mücadele sonucunda mağlup etmesine rağmen diğer iki müsabakasında farklı mağlubiyetler alarak elenmekten kurtulamazken, İsmail Usta ve son müsabakasında galip gelmeyi başaran Bulut da ikinci tura kalmayı başardılar. Böylelikle bir diğer usta daha turnuvaya ilk turda veda etmiş oluyordu. Daha ilk turda bu düzeyde çekişmeye sahne olan organizasyonun ilerleyen turlarında neler olacağını herkes merak ediyordu.

WBF İspanya temsilcisi üstad Jan Marc van Keulen`ın da yer aldığı 2H grubunda Matematik profesörü Haluk Oral, kendisini gün sonunda 4 numaralı seribaşı yapacak farklı skorlarla üç maçını da kazanarak grup lideri olurken, son maçında 52 dakikalık zorlu mücadele sonunda üstad van Keulen`ı 5-4 mağlup etmeyi başaran genç Mahmut Ören, hem kendisi ikinci oluyor, hem de grubun diğer oyuncusu Mehmet Hulusi Tümer`in +1 averaj farkıyla üçüncülüğe yerleşmesiyle van Keulen`ın elenmesini sağlamış oluyordu.

2G`de favorilerden M.Türkmen`in, Bulut karşısında gününde olmamasının neden olduğu sorunları tekniğiyle
aşmaya çalışırken zorlandığı anlar fotoğraf karesine yansıyor, 2H`de van Keulen- Oral eşleşmesi devlerin düellosu
şeklinde geçiyordu.

Böylelikle ilk günün sonuna gelinmiş olan şampiyonada seribaşları belirleniyor, ilk tur sonuçları, favorilerin de kaybedebileceğini herkese kanıtlamış oluyordu. Şampiyonanın ikinci günü 12 Ekim 2003`te ilk turun grup ikinci ve üçüncüleri ters eşleşmeyle ikinci turdan devam ederken, grup lideri 16 başarılı oyuncu ise ikinci turu “bye” geçerek şampiyonaya üçüncü turdan devam etme hakkı kazanmıştı. İlk gün sonunda Ataç 1, Çelik 2, Akdemir 3 ve Oral da 4 numaralı seribaşları olarak ikinci güne en büyük avantajla başlayacak dört isim olmuşlardı.

12 Ekim`de saat 12:00 itibariyle 1x7 oyunluk Tekil Eliminasyon stili ikinci tur müsabakaları için verilen başlangıçla 32 oyuncu tavla ziyafetine kaldığı yerden tekrar başladılar.

Taktak`ın turnuvadan çekilmesiyle ikinci turdaki rakibi Usta hükmen üçüncü tura çıkıyordu. İkinci turun en ciddi müsabakası, şüphesiz son şampiyon K.Köse ile tecrübeli usta Şişman eşleşmesiydi. K.Köse`nin konsantrasyonunu toparlayamaması Şişman`ın işini kolaylaştırıyor, son şampiyon 7-2 ile turnuva dışı kalıyordu. Favorilerden Kalay, karşısında zor anlar yaşadığı E.Türkmen`i 7-6 ile geçerken, Gürler sürprizlerine bir yenisini ekleyerek usta Baykaloğulları`nı yine 7-6 ile saf dışı bırakıyordu. Bu turun bir diğer ciddi müsabakası da Balta ile Serin arasındaydı. İşi baştan sıkı tutan Balta, 7-2 ile galip gelen taraf oldu.

İkinci turun en ciddi müsabakasında son şampiyon K.Köse, tecrübeli usta Şişman (önde sağda) karşısında ünvanını korumak için çıktığı
maçta mağlup olarak elenirken, bu turun bir diğer ciddi çekişmesinde Balta (arkada sağda) Serin`i turnuva dışına itiyordu.

WBF-Türkiye sıralamasında dördüncü sıradaki T.Yıldırım Berköz, ilk turdaki başarısının sürpriz olmadığını kanıtlayan Koç Biçer, iddialı Terzi ise Tümer karşısında zorlanmalarına rağmen 7-5 ile tur atlarlarken Süleyman Şahin, ilk tur grubunda da karşılaştığı Polat`ı 8-5 ile geçerek 5-0`lık mağlubiyetin rövanşını almış oluyordu. Çakmak`ın Doğrusöz, Bulut`un ilk turun yıldızlarından M.Ören, Türk`ün Alkoç, Yalınkılıç`ın Özuygun, Azeri`nin ilk tur grubunda da mağlup ettiği Topcu, S.Tanımaer`in Damaroğlu ve İrtem`in de Özcan karşısındaki farklı galibiyetleri ile ikinci tur tamamlanmış, üçüncü tur eşleşmeleri ortaya çıkmış oldu.

Süleyman Şahin (önde sağda), 5-0`ın rövanşını Polat`tan alıyor ve Doğrusöz (arkada sağda) Çakmak karşısında tutunamayarak eleniyorken,
E.Türkmen (solda) Kalay`ın yüksek tekniğine dirense de mağlup olmaktan kurtulamadı.

1x7 oyunluk Tekil Eliminasyon stili üçüncü turda ikinci turun galipleri ile ilk turun grup liderleri eşleşerek ilk 16`ya kalabilmek için mücadele ettiler. Bu turda favoriler büyük direnişle karşılaşacaklardı.


İkinci tur müsabakaları devam ederken bu turu "bye" geçen ilk tur grup liderlerinin
TD Arda Fındıkoğlu ile çektirdikleri hatıra fotoğrafı...

İlk sonuç Karabaki-İrtem eşleşmesinden geliyor, Karabaki 7-1 ile tur atlıyordu. Usta Serin`in ardından 1 numaralı seribaşı Ataç`ın karşısına çıkan Balta, kontrollü oyununu 7-4 ile süsleyerek hafife alınamayacak bir başarıyla ilk 16`ya giriyor, elenmenin moral bozukluğunu yaşayan Ataç`ı teselli etme görevi de yine Balta`ya düşüyordu.


Turnuvada ikinci günün 1 numaralı seribaşı Ataç (solda), Balta`nın müthiş oyununu zarlarıyla
birleştirmesinin ardından turnuva dışı kaldı.

Grup liderlerinden Tanrıver, F.Dindar ve Tu-men, sırasıyla bir önceki turda son şampiyonu eleyen usta Şişman, iddialı Terzi ve Gürler karşısında farklı galibiyetler alarak yollarına devam ederlerken, böylelikle favorilerden Şişman ve Terzi de elenmiş oluyorlardı. Türk, ilk tur grubunda mağlup ettiği, fakat grup liderliğini kaptırdığı genç Yaman`ı turnuva dışına iterken, Azeri de Özkan`a şans tanımıyordu.

K.Köse`nin ünvanını devirdikten sonra Tanrıver (önde sağda) karşısında çıkan Şişman, rakibi karşısında zor anlar yaşarken,
Mehmet Güray S.Tanımaer`e karşı mücadele veriyordu. Tecrübeli usta F.Dindar (önde solda), iddialı Terzi`nin oyununu kırmaya
çalışırken, Türk (arkada solda) ise Yaman`ı bir kez daha mağlup etti.

Koç`un turnuvanın 4 numaralı seribaşı Oral`ın usta oyununa karşı 7-3`lük galibiyeti, bu genç oyuncunun başarısını perçinlerken, ilk turda zorlanmış olmasına rağmen iddiasını koruyan Bulut, favorilerden 2 numaralı seribaşı Çelik`i 7-3 ile turnuva dışına iterek iddiasını kanıtlamış oldu. Güray ailesinin iki ferdi Mehmet ve Yiğit Güray, sırasıyla S.Tanımaer ve Çakmak karşısında zorlansalar da 7-5`lik skorlarla galip gelerek ilk 16`ya adlarını yazdırdılar. İlk turun başarılı isimlerinden Uzunkaya da bir diğer favori T.Yıldırım`ı aynı skorla mağlup ediyor, favorilerin yaprak dökümü devam ediyordu.

İkinci günün 2 numaralı seribaşı Çelik (önde solda), Bulut tarafından turnuva dışına itilirken, tecrübeli Aksu (arkada solda)
Usta karşısında zorlandı. T.Yıldırım`ı geçmeyi başaran Uzunkaya (önde solda) da yoluna devam ediyordu.

Halen devam etmekte olan 4 maçta çekişme en üst seviyede sürüyordu. Müthiş müsabakalar sonucunda Aksu Usta`yı, Süleyman Şahin sportmen usta Perkin`i, sıradışı bir mücadeleye sahne olan maçta Kalay, turnuvanın 3 numaralı seribaşı Akdemir`i 7-6`lık skorlarla mağlup ettiler.


Azeri (arkada sağda), Özkan`a şans tanımazken, Kalay-Akdemir eşleşmesi (önde),
iki muazzam tekniğin çarpışmasıyla üçüncü turun en ciddi müsabakalarından biri oldu.

Üçüncü turun tamamlanmasına bir müsabaka kalmıştı, Tuzcuoğlu-Yalınkılıç… İzleyicilerin yoğun ilgisi altında bir erken final havasında geçen ve 95 dakika süren bu 13 oyunluk mücadelenin galibi 8-6 ile Tuzcuoğlu oluyor, iki taraf da müthiş oyunlarından ve sportmenliklerinden ötürü izleyicilerden tebrik alıyordu. Böylelikle ilk 16`daki tüm isimler ortaya çıkmıştı. Turnuvanın ilk dört seribaşı yanında bazı diğer favorilerin de elendiği üçüncü tur, şampiyonadaki çekişmenin ne seviyede olduğunun açık bir göstergesiydi.

 
Şampiyonanın maçı olmaya aday Yalınkılıç-Tuzcuoğlu mücadelesinden 95 dakika sonra galip
kalkan taraf Tuzcuoğlu (sağda) oluyordu.

Saat 14:15 itibariyle başlayan ilk 16 müsabakalarında da yine 1x7 oyunluk Tekil Eliminasyon stili uygulandı. Büyük başarıyla bu noktaya kadar gelen Koç, turnuvanın sessiz ismi Türk`e karşı, agresif oyundaki başarısıyla dikkat çekmiş olan Tanrıver de halen yenilgisiz Uzunkaya`ya karşı 7-2 ile mağlup olmaktan kurtulamayarak elenirlerken, Kalay Azeri`yi, Karabaki de tecrübeli Aksu`yu 7-3 ile geçerek çeyrek finalist oluyorlardı.

Süleyman Şahin`in favorilerden Balta karşısındaki 7-4`lük galibiyeti kendisini çeyrek finalin bir diğer ismi yaparken, iki ustanın mücadelesinde kazanan taraf, F.Dindar`ı 7-4 ile geçen Tu-men oldu. Tu-men de bu noktaya kadar yenilgisiz gelmişti.

İlk 16 müsabakaları içinde en ilgi çekenleri Koç-Türk ve Süleyman Şahin-Balta eşleşmeleri oldu.
F.Dindar ile Tu-men arasındaki mücadele de en üst kalitede bir tavla ziyafeti olarak ortaya çıkmaktaydı.

Güray ailesinin iki ferdi, baba Mehmet Güray ile oğlu Yiğit Güray, çeyrek final bileti için birbirleriyle mücadele etmek durumunda kalmışlardı. İki taraf için de kazanmanın kaybetmek kadar üzücü olacağı bu müsabakada son derece ciddi bir düello yaşanıyor, kazanan taraf 7-6 ile Mehmet Güray oluyordu.


Güray ailesini birbirine düşüren ilk 16 müsabakasında baba Mehmet Güray ve oğlu Yiğit Güray
bu pozun ardından son derece çekişmeli bir mücadeleye girişiyor, kazanan 7-6 ile baba Güray oluyordu.

İlk 16`nın son maçında iki kuvvetli rakibin eşleşmesinde, bir önceki turdaki zorlu müsabakanın yorgunluğunu üzerinden çabuk atarak yüksek konsantrasyonla Bulut karşısına çıkan Tuzcuoğlu kısa sürede 6-0 öne geçiyor, fakat bu andan itibaren herşeyin tersine dönmesiyle 7-6`lık skorla elenmekten kurtulamıyordu. Maçın nereden nereye geldiğine iki taraf da hayret etmişti. Bulut, giden maçı geri getirerek kazandığı büyük başarıyla son çeyrek finalist oldu.


Kalay (arkada sağda), Azeri`yi de geçerek çeyrek finale ulaşırken,
Bulut (önde sağda), kuvvetli Tuzcuoğlu karşısında 6-0 geriden gelerek aldığı galibiyetle
çeyrek finalin bir diğer ismi olacaktı.

Sıra çeyrek final müsabakalarına gelmişti. 3 oyuncunun turnuvaya devam etmekte olduğu 1x7 oyunluk Tekil Eliminasyon stili bu turda Mehmet Güray, geriden geldiği maçta Süleyman Şahin`i kontrollü oyunuyla 7-5 ile geçerek yarı finalin ilk ismi oldu.

Rakibinin kuvvetli oyununa karşı müsabakanın başından itibaren temkinli oyunu tercih eden Bulut başarıya ulaşıyor ve Uzunkaya`yı 7-2`lik net skorla eleyerek ikinci yarı finalist oluyordu. Türk, baştan sona çekişmeyle geçen başabaş müsabakada 7-5 ile Tu-men`in yenilgisizliğine son verirken, çeyrek finalin tartışmasız en ciddi müsabakası olan iki eski şampiyon arasındaki Kalay-Karabaki eşleşmesinde, birbirlerinin oyununu iyi bilen iki ustadan Karabaki, Kalay`ın beklemediği atak oyunuyla 15 dakikada 7-1`lik net skorla son yarı finalist oldu.

.

Çeyrek final eşleşmeleri Mehmet Güray-Süleyman Şahin, Bulut-Uzunkaya, Tu-men-Türk ve Karabaki-Kalay şeklindeydi...

Verilen kısa aranın ardından geçilen 1x7 oyunluk Tekil Eliminasyon stili yarı final eşleşmeleri Mehmet Güray-Türk ile Karabaki-Bulut şeklindeydi. İki müsabaka da seyircilerin yoğun ilgisi altında son derece büyük çekişmeyle geçerek DMP`ye gidiyordu. Başabaş ilerleyen mücadelede Türk karşısında bir adım öne çıkmayı başaran Mehmet Güray 7-6 ile adını yenilgisiz olarak finale yazarken, Karabaki müthiş konsantrasyonunu zarlarıyla birleştirerek 5-1 mağlup durumdan çevirmeyi başarıp DMP`ye getirdiği maçta 7-6`lık galibiyetle finale uzanıyordu. Yarı finalin mağlupları da başarılı mücadelelerinden ötürü alkış almaktaydı.


Yarı finaller, daha önce görülmemiş bir çekişmeye sahne oluyor,
iki müsabaka da DMP`ye giderek 7-6 sonuçlanıyordu.

Final müsabakasından önce start alan ve TAD İhsan Tekinay hakemliğinde oynanan şampiyonanın üçüncülük maçında Bulut-Türk mücadelesi de DMP`ye gidiyor, Bulut son oyunda hatasız bir seriyle 7-6`lık skoru yakalıyor ve üçüncülük ünvanına erişiyordu. Çıkardığı başarılı müsabakalarla bu ünvanı fazlasıyla hakeden bu oyuncu tebrikleri kabul ederken, finali son anda kaçırmış olmanın burukluğunu halen yaşadığı görülüyordu. Şampiyonayı dördüncü tamamlayan Türk`ün de yüzü gülmekteydi.

Üçüncülük müsabakası, TAD İhsan Tekinay hakemliğinde Bulut ile Türk arasında oynandı.
Baştan sona çekişmeyle geçen ve DMP`ye giden bu maçın galibi 7-6 ile Bulut oldu.

WBF-Türkiye V. Geleneksel Tavla Şampiyonası finali, kırılması zor bir rekora sahne olmaktaydı. Önceden bir şampiyonluğa sahip Kıvanç Karabaki, WBF-Türkiye organizasyonlarında iki kere final oynayan ilk oyuncu ünvanının sahibi olmuştu. Rakibi Mehmet Güray ise 7 maçlık galibiyet serisiyle finale kadar yenilgisiz ulaşarak oyunculuk düzeyini ortaya koymuştu. Bu iki kuvvetli rakip arasındaki final müsabakasının bir favorisi yoktu ve iki taraf da işlerinin zor olacağının farkındaydı.

Saat 18:35 itibariyle 1x9 oyunluk Tekil Eliminasyon stili final müsabakası için başlangıç verildi. Böylelikle, Türkiye`nin en kaliteli tavla takımlarını imal eden “SY Oyun” tarafından gönderilen zarif ve şık tavla takımı üzerinde, TD Arda Fındıkoğlu hakemliğinde oynanan final mücadelesi izleyicilerin rekor ilgisi altında başlıyordu.


Seyircilerin yoğun ilgisi altında oynanan final müsabakası öncesinde
Karabaki ve Mehmet Güray birbirlerine başarı dilerlerken...

Mehmet Güray`ın temkinli, Karabaki`nin rahat başladığı ve hafif mücadeleyle geçen ilk oyun sonunda Güray 1-0 öne geçti. Rölantide başlayan ikinci oyunun ortalarında ani bir teknik değişikliğiyle mars deneyen Güray, bunun sonucunu alarak skoru 3-0 yapıyordu. Üçüncü oyunda Karabaki defansif oyuna dönse de, kaçağa binen mücadelenin sonunda zar faktörü Güray`dan yanaydı ve 4-0`lık skor yakalanmış oldu.

Dördüncü oyunda Karabaki`nin yakaladığı erken jokeri efektif kullanamamasının cesaretlendirdiği Güray, agresif oyuna dönerek Karabaki`nin dört pulunu peşpeşe kırıyor, ilerleyen oyunda Karabaki`nin yakaladığı çiftler de kendisini marstan kurtarmaya yetmiyordu, 6-0…

Bu anlarda Mehmet Güray`ın oğlu Yiğit Güray`ın heyecanı görülmeye değerdi. Heyecandan müsabakayı takip edemeyen, arkadaşlarından skorun ilerleyişini öğrendikçe heyecan düzeyi daha da artan genç Güray`ın sempatik hareketleri ortamı yumuşatmaktaydı. Baba Mehmet Güray`ın sakin ve kendine güvenen tavrı da gözden kaçmayan bir diğer noktaydı.


Karabaki`nin moralini korumaya çalıştığı anlarda Mehmet Güray`ın sakin tavırları yanında
kibarlığı da göze çarpıyordu.

Beşinci oyunda agresif teknikte oynamayı sürdüren Güray`a karşı hatasız bir oyun sergileyen Karabaki, endirek bir vuruşla yine yakalanıyor, attığı geleler üzerine gelen iki küçük atışla yine mars oluyordu; durum 8-0 olmuştu. Bu anlarda Güray, büyük bir sportmenlik örneği göstererek rakibine mola almasını önerse de moralini bozmamaya çalışan Karabaki maça devam etmeyi tercih etti ve birkaç atış içinde kaçağa binen altıncı oyunda skoru 8-1 yaptı.

İki tarafın da temkinli başladığı yedinci oyunda kalesini tamamen kapayan Karabaki rakibinin açığını yakalamayı başarsa da, Güray`ın 5/8 arası dörtlü ankorunu aşamayarak kendi kalesini bozmak zorunda kaldı. Kırık pulunu giren Güray`ın Karabaki`ye yakalanmadan kalesine ulaştığı ve pullarını toplamaya başladığı anlarda ümidini hala koruyan Karabaki`nin beklediği şans aşağıdaki pozisyonda eline geçti…

Fakat zar faktörü bu maçta Karabaki`nin yanında değildi. Rakibinin açığı kaçırmasıyla derin bir nefes alan Güray toplamaya devam ediyordu. Müsabakanın ve şampiyonanın aşağıda görülen son iki atışı önce şampiyonu, sonra da final skorunu ilan etti.

  

Şampiyonluk ünvanı yeni sahibini bulmuştu. Mehmet Güray 8 maçlık yenilgisiz galibiyet serisiyle WBF-Türkiye V. Geleneksel Tavla Şampiyonası şampiyonu olurken, 10-1`lik skorla 35 dakikada tamamlanan final müsabakası, WBF-Türkiye organizasyonları arasında en kısa süren ve en çok marsın gerçekleştiği final olma özelliğine sahip oldu. Mehmet Güray`ın turnuva boyunca aldığı skorlar, şampiyon olması yanında kendisini ilk kez katıldığı bu WBF-Türkiye organizasyonu sonrasında WBF-Türkiye sıralamasının 1 numaralı oyuncusu konumuna da getirmiş oluyordu.

Böylelikle saat 19:45 itibariyle, 64 kişilik katılımla iki gün boyunca toplam 13 buçuk saat sürmüş olan WBF-Türkiye V. Geleneksel Tavla Şampiyonası sona ermiş, Mehmet Güray`ın ardından Kıvanç Karabaki ikincilik, Rıfat Bulut üçüncülük ve Yusuf Türk de dördüncülük ünvanlarının sahipleri olmuştu.

TD Arda Fındıkoğlu`nun İhsan Tekinay, Gülşen Ören ve Buse Pınar Kaçar`ın görev aldığı turnuva organizasyon ekibine, Cengiz Dindar, Ayhan Serin, Mustafa Türkmen ve Ünal Yalınkılıç`tan oluşan turnuva komitesine ve tüm katılımcılara teşekkür konuşmasıyla başlayan ödül merasiminde SİM Café yöneticisi Sacit Şahin`in katılımcılara teşekkür konuşması ardından geçilen ödül seremonisinde dereceye giren oyunculara derecelerine göre kupa ve sedef tavla takımı armağanları alkışlar eşliğinde takdim edildi.

Turnuva dördüncüsü Yusuf Türk`e sedef tavla takımı armağanı SİM Café yöneticisi Sacit Şahin tarafından, üçüncü Rıfat Bulut`a üçüncülük kupası ve sedef tavla takımı armağanı TAD İhsan Tekinay tarafından, finalist Kıvanç Karabaki`ye ikincilik kupası ve sedef tavla takımı armağanı TD Arda Fındıkoğlu tarafından takdim edildikten sonra şampiyon Mehmet Güray artan alkış ve tezahüratlar eşliğinde davet edilerek sedef tavla takımı armağanı ve şampiyonluk kupasını ünvanın bir önceki sahibi A.Kadir Köse`den teslim aldı. Hep birlikte çekilen grup fotoğrafı ile ödül merasimi de tamamlanarak, böylece bir organizasyonun daha sonuna gelinmiş oldu.

Ödül merasimi, dördüncü Yusuf Türk`ün armağanını alkışlar eşliğinde SİM Cafe yöneticisi Sacit Şahin`nden almasıyla başladı (solda).
Üçüncü Rıfat Bulut`a ödül ve armağanını, TAD İhsan Tekinay yine alkışlarla takdim etti.
 

Finalist Kıvanç Karabaki, ödül ve armağanını TD Arda Fındıkoğlu`ndan aldıktan sonra Trabzonspor formasıyla objektife poz veriyor (solda),
Şampiyon Mehmet Güray, şampiyonluk kupasını ve ünvanı son şampiyon A.Kadir Köse`den
artan alkışlar eşliğinde teslim
alıyordu.


Alkışlar WBF-Türkiye`nin son şampiyonu Mehmet Güray içindi.
Genel sıralama liderliği koltuğunda da artık Mehmet Güray oturuyordu.

Şampiyona boyunca oyunculuk düzeyi yanında sportmenliğiyle de saygı toplamış olan Mehmet Güray, kazandığı büyük başarının mutluluğunu yaşarken ağırbaşlılığını koruyordu. Güray ailesinin diğer fertlerinin gururu da görülmeye değerdi. Yeni şampiyonumuz ile turnuva sonrasında yaptığımız kısa söyleşiden alıntılar:

“…15-16 yaşlarındayken lise çağlarımda öğrendiğim tavlayı o günlerden beri zevkle oynamaktayım. Oğullarım Mert ve Yiğit, daha önceki WBF-Türkiye organizasyonlarından bazılarına iştirak etmiş ve memnuniyetlerini dile getirmişlerdi. Bunun üzerine sıradaki organizasyona katılmaya karar verdim. Kendi aramızda, ev ortamında oynadığımız bu oyunu ciddi bir platforma taşıma isteğim de katılma nedenlerimden biriydi…”

“…Turnuvaya gelirken bu tarz bir organizasyonda yer alacağım için heyecanlıydım, topluluk içinde ne kadar başarılı olabileceğimi ben de merak ediyordum. Oyunlar başladığında, bir terslik olmazsa finale kadar gidebileceğim aklımdan geçmişti. İlk tur grup maçlarında başarılı olduktan sonra gözümü Pazar günkü finale diktiğimi söyleyebilirim…”

“…Benim için dönüm maçı ilk 16`da oğlum Yiğit`i 7-6 ile geçtiğim müsabakaydı. Kazanmak için bir hırsım yoktu ve aklımdan oğlumun ilerlemesi için bir şans tanımak geçiyordu. Fakat zarları attıkça gerektiği gibi oynamaktan da kendimi alamıyordum. Aramızdaki tüm maçlarda olduğu gibi çok sıkı bir maçtı. En zorlandığım maç olarak da, yine bu maçı gösterebilirim. Yiğit, oyun tekniğini çok iyi bilmeme rağmen hiçbir oyunda üstünlük kurmama izin vermedi. Gerçekten kıran kırana bir mücadeleydi…”

“…İfade etmeliyim ki, final müsabakası benim için şampiyonanın en kolay maçı oldu. Bu müsabakayı alacağıma neredeyse kesin gözüyle bakıyordum, dolayısıyla çok rahattım. Finalin son zarını atarken bu organizasyona katılmakla ne kadar iyi yaptığımı, ayrıca eve bir ödülle dönme ümidi besleyen oğullarımı ne kadar sevindireceğimi düşünüyordum…”

“…Turnuvada karşılaştığım tüm rakiplerin başarımda katkısı oldu, tabi bu işin şaka tarafı. Çocuklarımla evdeki maçlarımız ve arkadaşlarımla önceden yapmış olduğumuz müsabakaların başarımda etkisi mutlaka olmuştur. Herbirine teşekkür ederim…”

“…Türkiye`de böyle bir çalışmanın yapılmış olması gerçekten çok güzel. Bu tarz organizasyonların genişletilmesi ve daha çok oyuncuya hitap etmesi turnuvaları ekstradan cazip hale getirecektir diye düşünüyorum. Hepimizin bildiği üzere bu oyun Türk halkının sevdiği ve asırlardır oynadığı bir oyundur. Bu kadar çok sevilmesi, yapılacak aktivitelerin ilgi çekerek rağbet görmesine neden olacaktır. Bugün Türkiye`de her evde bir tavla takımı muhakkak bulunmaktadır, bu da tavlanın bizim hayatımızdaki yerinin bir göstergesidir diye düşünüyorum…”

“…Bu başarılı organizasyonu gerçekleştiren Arda Fındıkoğlu ve şahsında ekibini kutluyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Beklentilerimin üzerinde düzenlenmiş bu tarz bir aktivitede yer aldığım için gerçekten çok mutluyum.”


Güray Ailesi fertleri, bu mutluluğu fazlasıyla haketmişlerdi...

WBF-Türkiye V. Geleneksel Tavla Şampiyonası, Dünya Tavla Federasyonu (WBF) Türkiye Organizasyon Grubu tarafından, Türkiye Temsilcisi Arda Fındıkoğlu`nun yönetiminde, uluslararası standartları Türkiye`de tanıtıp geliştirmek ve başarılı oyuncuları ortaya çıkarmak ana amaçlarıyla senede iki defa düzenlenen genel organizasyonlardan biri olarak gerçekleştirilmiştir. WBF ve/veya WBF Türkiye Grubu hakkında bilgi almak için [email protected] adresine e-posta ile başvurabilir, federasyonun www.wbf.net ana sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Her türlü soru, talep ve düşüncelerinizi bize yazmanızı bekler, ilerideki çalışmalarımızda sizleri aramızda görmeyi dileriz.

Organizasyon Ekibi: (Soldan sağa)
11 Ekim Ekibi: TAD İhsan Tekinay, TD Arda Fındıkoğlu (ayakta), Buse Pınar Kaçar, Gülşen Ören.
12 Ekim Ekibi: TAD İhsan Tekinay, TD Arda Fındıkoğlu, Volkan Topaloğlu, Sacit Şahin (arkada), Gülşen Ören, Sevgi Yıldırım.
 

© 2003 WBF-Türkiye